Şimdi bak… herkes slot oyunu deyince parlayan mücevherler, mitolojik figürler falan bekliyor ya, ben tam tersi. Net, sade, hızlı. Fire Strike tam da bu işte. Girdin mi? Bam bam bam! Ne bonusun ne çılgın efektin eksik. Old school havası var ama öyle böyle değil, bildiğin ateş ediyor!
Şöyle anlatayım, bu oyunu açtım, ekranda 7’ler, barlar, fişek gibi ikonlar. Dedim “tamam abi, buradan yanarız.” Oyunun adı zaten iddialı. Fire Strike… hani sanki Vegas’ta bir gece kulübü, ışıklar patlıyor, kazançlar uçuşuyor.
Spin atıyorum, çarpan geliyor. Wild’ı görüyorsun, “şimdi oldu” diyorsun. Her spin başka bir heyecan. Free Spin yok belki ama o Fire Strike bonusu yok mu… ekranı dondurur, kalbi hızlandırır. “Şu 6 tane gelsin, gelsin de bi görelim n’oluyor?” derken, hoop 9 tane geldi. Bi’ an duraksadım… gerçek mi bu dedim. Gerçekmiş.
Slotter sağ olsun, bu oyunun kalbini çözmek kolay. Ne kasma var, ne yavaşlama. Tık tık ilerliyor, aksiyon hep taze. Mobilde de şahane. Durakta bile oynanır, metroda çaktırmadan çevrilir.
Ben uzun uzun hikâye anlatan oyunlara bazen dayanamıyorum. “Hadi geç şu intro’yu da başlayalım” diye içimden geçiriyorum. Ama Fire Strike öyle değil. Gir, çevir, kazan. Mis gibi. Tak tak tak… 3 spin, 4 wild, hop ekran bir anda ışıl ışıl. İçinden “bugün şans benden yana” diyorsun.
Ve o müzik yok mu… tıngır mıngır çalıyor ama bir yandan da gaz veriyor. Motive ediyor insanı. Dedim ya, eski tarz ama modern tatta. Slotter’da bu oyun daha da başka. Çünkü arayüz sade, dikkat dağıtan hiçbir şey yok. Sadece sen ve ateşli çarklar.
Yani şimdi Fire Strike gibi bir makineyi bulmuşsun, bir de üstüne Slotter gibi bir platformdan oynuyorsun. Daha ne olsun? Bakiyen anında güncelleniyor, kazanç anında gözünün önünde. Hızlı para mı? Evet. Keyifli mi? Kesinlikle. Bağımlılık yapar mı? Yani… kontrollü olursa, neden olmasın?
Benim için Fire Strike, işten yorgun gelip beş on dakika kafa dağıtmalık değil sadece. Bayağı günün en keyifli anı haline geldi. Sade, samimi, dürüst bir oyun. Ve Slotter bu dürüstlüğü destekliyor. Oyunla seni baş başa bırakıyor. Hiçbir şeyi abartmıyor.
Şimdi dürüst olayım, ben slot oyunlarında hep biraz daha “bilindik” temalara kaçardım. Karpuz, kovboy, çark...…
The Hand of Midas, Şimdi şöyle söyleyeyim... Bazı oyunlar vardır, adını duyduğun an “bu başka”…
Bu oyunun adı bile insanı titretiyor. “Wanted Dead or a Wild”... yeminle film posteri gibi.…
Adı üstünde “Chaos Crew”... yani düpedüz kaos. Ama öyle gürültü, patırtı değil. Organize bir çılgınlık…
Kardeşim şu isme bak: “Book of Dead.” Direkt korku filmi havası. Sanki mezarlıktan kalkıp seni…
Adı bile büyülü: “Mysterious Egypt”. Hani böyle loş ışıklı bir odada, tütsü yanarken, fısıltıyla okunması…